Hoşgeldiniz... Damsız girilebilir, ilk ve sonraki içkiler de bedava

4 Ekim 2010 Pazartesi

Tarihini Yaz

Nihal Acar'ın kitabını almıştım. İşin açığı bir hevesle başladım ama sonra bir kenara bıraktım daha sonra devam etmek için. Hayatım boyunca hiçbir kitabı yarım bırakmadığım için bunu da bitireceğim ama ne zaman olduğunu şu anda bilmiyorum. Kitap ,kendi biyografisi. Aslında bakıldığında gerçekten renkli bir hayatı olmuş, hayatını da belli bir bölümden sonra günlüklerle kayıt altına almış.İçerik de bu günlüklerden oluşuyor aslında.

Kitaptan daha önemlisi, girişte bir yazısı vardı. Etrafımızda gördüğümüz herkesin bir hikayesi olduğunu ve herkesin de kendi hikayesini kayıt altına alması gerektiğini söylüyordu. Okuduğumda hem etkiledi hem hoşuma gitti. Düşünsenize teknik olarak mümkün olsa ve herkesin günlüklerini bir şekilde bir araya getirecek dünyanın en büyük kitabı projesi olsa ortaya nasıl bir eser çıkardı. ?

Bu hikayeler içinde elbet kesişen hayatlar, anlar olacaktı. Bu devasa kitabın bir sayfasında belki de sizin için hiçbir önemi olmayan bir anın başkasının hayatında yarattığı büyük izleri bulacaktınız. Hayatınız boyunca değişik olayları nasıl yanlış değerlendirdiğinizi, aslında karşıdan o olayın sizin gibi görünmediğini görecektiniz. Hiç de üzerinde durmadığınız kararlarınızın, davranışlarınızın bir başkasının hayatında aslında ne derin tahribatlar açabileceğini, hatta hayatını değiştirebileceğini, hatta hayata bakışını değiştirebileceğini görecektiniz.

Kusursuz gittiğini sandığınız bir aşkın aslında bir taraf açısından ne büyük sancılar taşıyabildiğini, yürümediği için vazgeçtiğiniz bir başka ilişkinin ise belki de nasıl büyük bir aşk barındırdığını görebilecektiniz.

Günlük koşturmanız içinde hapşurduğunda "Çok Yaşa" demeyi ihmal ettiğiniz bir çalışma arkadaşınızın, hakkınızda neler düşündüğünü bilebilecektiniz. Borç Para istediğinde duymazdan geldiğiniz bir arkadaşınızın belki de o an o paraya ne derece hayati önemde ihtiyacı olduğunu öğrenecektiniz.

Vapurda görüp çok da beğendiğiniz bir kızın veya erkeğin aslında o an gidip onunla konuşmanızı beklediğini öğrenecektiniz.

Bunlar gibi senaryoları çoğaltmak mümkün. Ben kendi adıma bunları ister miydim çok da emin değilim. Evet herkesin kendi tarihini tutması iyi bir fikir. Ama ben en azından yaşarken çapraz hayatların kayıtlarını görmek istemezdim sanırım. Hayat denen filmi geri sarma şansımız olmadığına göre yaşanan anların da yaşandığı gibi yaşandığı yerde kalması daha doğru. Nasıl olsa insanoğlu genetik olarak geçmişten ders almamak üzere kodlanmış. Geçmişte yediğimiz bokları bugün öğrenip hayıflanmanın kimseye fazla bir yararı yok. Ama ben öldükten sonra üçüncü kişiler açısından bunları karşılaştırmak fena olmayabilirdi. Ya da ben üçüncü göz olarak iki farklı gözden ortak anları görmek isterdim.

Böyle bir proje olsaydı herhalde adı da "Hayatın Tarihi" olurdu... Neblim veya başka birşey...